5 Temmuz 2007 Perşembe

Türk Adı

Türk Milleti'nin tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. "Türk" sözü tarihin en eski çağlarından beri kullanılıyordu ve belirli bir kavmin yada kavimler birliğinin adı olarak mevcuttu.
Türkler'in köklü ve çok zengin bir tarihe ve kültüre sahip olması nedeniyle birçok bilim adamı "Türk" adının nereden geldiği hakkında araştırmalar yapmış, bu araştırmalar neticeside Türk adı ilk defa MÖ. XIV. yy'da "Tik" vveya "Tikler" adıyla geçmeye başlamıştır. Diğer bir görüşe göre ise Türk adı MÖ. XIV. yy'dan öncede varolduğudur. Zira Türk ırkının tarihi insanlığın tarihi kadar eskidir. Bu gerçeği kavmi ve milli mitolojilerde ve tarihi oluşumlarda izaheden eski kayıtlarda görmek mümkün olmaktadır.
Türk ırkının çok eski olması nedeniyle Türk adının nerden geldiği hakkında birçok iddia ve görüşler ileriye sürmüşlerdir. Buna göre,

-Heredotos'un doğıu kavimleri arasında zikrettiği TARGİTAB'lar.

-İskit topraklarında doğdukları söylenen TYRKAE'ler

-Tevratta adı geçen Togarma'lar.

-Eski Hint kaynaklarında tesadüf edilen TURUKHA'lar veya THRAK'lar

-Esiki Ön Asya çivili metinleride görülen TURUKKU'lar.

-Çin Kaynaklarında MÖ. I.yy'da rol oynadıkları belirtilen TİK veya Dİ'ler
Bizzat "Türk" adını taşıyab Türk kavimleri olarak gösterilmektedir.

İslam kaynaklarında yer alan İran menşeli "Zend - Avesta" rivayetleri ile İsrail menşeli "Tevrat" rivatetleride Nuh Peygamber'in torunu olan Yafes'in oğlu "Türk" ile İran rivayetlerideki Feridun'un oğlu "Türac" vveya "Tur"un soyu türk adını taşıyan ilk kavim olarak gösterilmek istenmiştir.
"Avesta"da yer alan "Ebül Beşer"den (1) ,Cemil ve oğu Ferdiun'dan bahsedilmektedir. "Ferdidun ülkesi Salm, Irak ve Turak (Türk) ismindeki üç oğlu arasında pay etmiştir. Salma!a bugünkü İran ve havalisi, Irak'a bugünkü Irak ve havalisi ,Turak'a ise Orta Asya ve Çin havvalisi düşmüştür. Feridun ölünce Irak, Salm'a saldırarak İran ve havalisini almış,dahasonra Turak'a saldırmıştır.
Irak, Turak'ı yenememiş, savaş bunların torunlarına uzanan dek senelerce sürmüştür. Sonunda Turak'ın torunu "Afrasyap"(2) Irak torunun "Muncihir"i mağlup ederek Ceyhun nehri sınır kabul edilen bir anlaşma yapmıştır. Bu tarihten sonra ceyhun nehri doğusunda "TURAN", batısına da "İRAN" denmiştir.
Tevrat rivayetleride ise Nuh tufanından sonra Nuh peygamber dünyayı üç oğlu arasında pay etmiş.Yafes'e Orta Asya ve Çin ülkeleri düşmüş,Yafes ölürken tahtını sekiz oğullarından biri olan "TüRK" e bırakmıştır.
Görülmektedirki Hz. Adem devrina yakın zamanlarda Turak(Türk)'den İran-Turan savaşlarından ve Alp Er Tunga gibi büyük bir Türk Başbuğunndan ve Saka İmparatorluğu Kağa'nından bahsedilmektedir. Yukarıda mitoloji ve tarihi kayıtlar içerisinde yer alan "Türk" kelimeleriden ,Türk adının nekadar eski olduğu ortyaya çıkmaktadır.
MÖ XIV. yy'da yer alna "Tik"ler ile dünyada mevcut olan medeniyetlerin en eskisi olan MÖ. VII. yy. da Orta Asya'da kurulan "Anav" medeniyeti de Türkler tarafından kurulmuştu. O halde Türkler MÖ. XIV. yy'da Tik'ler , MÖ. VII. yy'da Anavlar ,MÖ IV yy'da Sakalr ile tarih kayıtlarında yer almaktadır.
Türk kelimesinin yazılı olarak kullanılması ilk defa MÖ 1328 yılında Çin tarihide "Tu-Kiu" şeklinde görülmektedir.
MÖ. I yy'da Roma'lı yazarlardan biri olan Pompeius Meala'nın Azak Denizi kuzeyinde yaşayan halktan "Turcae" olarak bahsetmesi ile ilk defa yazılı olarak karşılaşıyoruz.
Türk adının tarih sahnesine çıkışı MS VI yy'da kurulan Kök-Türk Devleti ile olmuştur. Orhun kitablerinde yer alan "Türk" adı daha çok "Türük" şeklide gösterilmektedir. Bundan dolayı Türk kelimesini Türk Devleti'nin ilk defa resmi olarak kullanılan siyasi teşekkülün Kök-Türk imparatorluğu olduğu bilinmektedir. Kök-Türkler'in ilk dönemlerinde Türk sözü bir devlet adı olarak kullanılmışken,sonrada Türk millietini ifade etmek için kullanılmaya başlanmıştır.
MS. 585 yılında Çin İmparatoru'nun KÖK-TüRK Kağanı İşbara'ya yazdığı mektupta"Büyük Türk Kağanı" diye hitap etmesi, İşbara Kağan'ın ise Çin İmparatoruna vverdiği cevabi mektupta "Türk Devleti'nin Tanrı tarafından kuruluşundan bu yana 50 yıl geçti" hitapları Türk adını resmileştirmiştir.
Kök-Türk yazıtlarında Türk sözü daha çok "Türk Budun" şeklide geçmektedir. Türk Budun'un ise Türk Milleti olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla türk adı bu dönemlerde bir topluluğun veya kavmin isminden ziyade ,siyasi bir mensubiyeti belirleyen bir kelime olarak görülmektedir. Yani Türk soyuna mensup olan bütün boyları ve toplulukları ifade etmek üzere milli bir isim haline gelmiştir.

Türk'ün Manası


Türk adına çeşitli kaynak ve araştırmalarda türlü manalar verilmiştir. Çin kaynakları Tu-küe (Türk)'ü miğfer olarak , İslam kaynakları ise ses benzetmesine dayanarak terkedilmiş,olgunlukçağı ve benzeri manalar vererek yeni anlamlar üretmiştir.
XIX. asırda A. Vambery'nin ilmi izaha yakın olan fikrine göre ise Türk kelimesi "TüREMEK"ten gelmektedir. Zira Gökalp bunu "TüRELİ" yani kanun ve nizam sahibi olarak açıklamıştır.
Ancak Türk sözünün cins isim olarak "GüÇ-KUVVET" manasında olduğu, buradaki Türk kelimesinin milletin adı olan "Türk" kelimesi ile aynı olduğu A.V. Le Coq tarafından ileri sürülmüştür. Bu iddia Kök-Türk kitabelerinin çözücüsü olan V. Thomsen tarafından kabul edilmiş,aynı iddia G. Nemeth'in tetkikleri ile de ispat edilmiştir.
Ayrıca Türk kelimesinin cins isim olarak "ALTAYLI" (Ceyhu ötesi Turanlı) kavimlerini ifade etmek üzere 420 yıllarına ait bir Pers metninde,daha sonradan 515 hadiseleri dolayısıyla "Türk-Hun"(Kudretli-Hun) tabirleride geçtiği bilinmektedir.
İran kaynaklarında Türk sözü "Güzel İnsan" karşılığında kullanılırken, XI. yy'da Kaşkarlı Mahmut "Türk adının Türkler'e Tanrı tarafından verildiğini " belirterek,"Gençlik,kuvvet,kudret ve olgunluk çağı" demek olduğunu bir kez daha belirtmiştir. Tarihçiler ise Türk kelimesinin "Güçlü-Kuvvetli" anlamına geldiğini kabul etmektedirler.


Kaynak: Prof. Dr. İBRAHİM KAFESOĞLU Türk Milli Kültürü

4 Temmuz 2007 Çarşamba

Hâlâ Kurduz Allah'a şükür

MHP´nin Ankara 1. Bölge milletvekili adayı Tuğrul Türkeş milliyetçilikle ırkçılığın karıştırılmasına karşı: Ailemizde Kürt olup, damat ve gelin olarak aldığımız insanlar var..


Türkeş: Hala kürduz Allaha şükür
Elif Korap'ın röportajı
Siyasette efsane liderlerin çocuklarının başarıları babalarıyla karşılaştırılarak ölçülür. Tuğrul Türkeş de hem o şanslı hem o şanssız çocuklardan. Alparslan Türkeş'in oğlu Tuğrul Türkeş, babasının ölümünün ardından MHP Genel Başkanlığı'na talip olmuş ama kongrede Devlet Bahçeli'ye kaybetmişti. Daha sonra MHP'den ayrıldı ve Aydınlık Türkiye Partisi'ni kurdu. 2002 seçimlerinde kendi kurduğu partiden de ayrılan Türkeş, sonunda kürkçü dükkânına döndü. Tuğrul Türkeş, MHP'nin Ankara 1'inci Bölge 1'inci sıra adayı.

* Siyasette şu anki konumunuzda Alparslan Türkeş'in oğlu olmanızın payı nedir?
- Mutlaka etkisi olmuştur. Ama diyebilirim ki Alparslan Türkeş'in oğlu olmak bana avantajdan çok dezavantaj getirdi. Benim kariyerimi 80 yaşında ve siyasi kariyerini tamamlamış bir Türkeş ile ölçüyorlar.

* Babanız bir zamanlar Devlet Bahçeli'nin lideriydi. Şimdi Devlet Bahçeli sizin lideriniz. İçinize sindirebiliyor musunuz bunu? Yoksa babanızın koltuğuna oturamamış olmanın ezikliğini mi yaşıyorsunuz?
- Öyle bir eziklik içinde değilim. Babam öldükten sonra kongrede genel başkanlığa aday oldum ama olmadı. Demokrasinin sonucu. Siyasette görev nöbet işidir.

* O nöbet size geçer mi bir gün? Parti Devlet Bahçeli'yi Cumhurbaşkanlığına aday gösterecek siz de parti liderliğine mi oynayacaksınız?
- Öyle bir düşüncem yok.

* Bahçeli'yi kendinize lider olarak seçmekten memnun musunuz?
- Tabii ki.

* Peki. Aslında siyaseti bırakmıştınız. Tabiri caizse şimdi kürkçü dükkânına geri döndünüz? Bugüne kadar size ihtiyaçları yoktu. Ne oldu da birden davet ettiler?
- Bu sorunun muhatabı Bahçeli. Bahçeli davet etti beni. Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu şartları görünce de siyaset dışında kalmamak gerektiğini düşündüm. MHP en doğru adresti.

* Sizin milliyetçilik tanımınız nedir?
- Tarih boyu imparatorluk kültüründen gelen dil, din, ırk, mezhep farkı gözetmeksizin belli bir coğrafyada yaşayan, aynı kaderi paylaşan insanların bir ve beraber olarak güven içinde, huzurlu ve çağın standartlarına göre yaşayabilmesidir.

* Milliyetçilik eşittir ırkçılık gibi algılanıyor
- Avrupa'daki milliyetçilik hareketlerine bakıldığında hep ırkçılık ihtiva etmiştir. Şimdi de zaman zaman bunu görüyoruz. Ben yabancılarla konuştuğumuz zaman bizim tanımlanabilme tarzımızı açıklamak için "patriotizm" kelimesini, yani yurtseverliği kullanırım. Etnik milliyetçiliği reddeden bir yaklaşımımız olduğunu söylerim. Biz insanları Kürt, Ermeni, şu bu diye ayırmıyoruz. İnsanları insan olmalarıyla değerlendiririz, etnik özellikleriyle değil.

* Sözde mi ayrıma karşısınız yoksa fiiliyata geçiriyor musunuz? Türkeş ailesinde hiç Kürt var mıdır? Hiç Kürt damat ya da gelin aldınız mı?
- Vardır.

* Kim var?
- O insanları rahatsız edeceğim için söylemek istemem. Tabii ki var. Bizim ailede farklı mezheplere mensup insanlar da var. Evlenmiş insanlar da var. Ama kim olduğunu gazetelerde ifşa etmem uygun olmaz.

* Kendi çocuklarınızın bir Kürtle evlilik yapmasına itirazınız olur mu?
- Ben öncelikle insan olduğuna bakarım. Herhangi bir ön yargım yok.

Hâlâ kurduz Allah'a şükür

* "Sokakta ülkücü istemiyoruz", "Siyaset çok sert bir yüz ifadesiyle yapılmaz" diyorsunuz. MHP'nin o militan tarafını törpülemiş gibisiniz. Alparslan Türkeş bozkurttu siz daha mı kuzusunuz?
- Hâlâ bozkurduz, hâlâ kurduz Allah'a şükür. Bozkurt sembolü tarih boyunca Türkler açısından bağımsızlığı temsil etti. Hâlâ da öyle.

* O kurdun tırnaklarını törpülemiyor mu Bahçeli ve sizin yeni söylemleriniz?
- Bazı şeylere alet olmamak için bunları söylemek zorundayız. Terör etnik bir ayrımcılığı teşvik ediyor. Hal öyle olunca bu tersine bir muhatap arıyor. Sataşacak yer arıyor. Bunlara o imkânı tanımamak gerekir. Biz, sokakta ülkücü istemiyoruz derken bunu anlatıyoruz.

* Şehit cenazelerine, hükümet aleyhine slogan atsın diye ülkücü gençler gönderdiğinizi söyleyenlere siz ne demek istersiniz?
- Asla böyle bir şey yok. Bunu söyleyenleri ayıplıyorum. Ben şehit cenazelerine bile gitmiyorum çünkü bunu siyasi maksatla yaptığımız sanılıyor. O nedenle ben cenaze yerine şehit evine giderim.

* Cenazeler arttıkça MHP oyları da artıyor mu?
- Bu çok üzücü ve bunu söyleyenlerin siyasette ne kadar gözü dönmüş oldukları ortada. Çok üzülüyorum. Kim gencecik insanların ölümü üzerinden rant umabilir?

DTP kendini güçlü göstermek istiyor

* DTP'nin Meclis'te temsil edilmesi partiyi marjinalleşmekten kurtarır mı?
- DTP temsil edilmiyor ki bağımsız milletvekilleri geliyor. Marjinalleşmekten uzaklaşma gibi bir eğilimleri yok. Sadece iddia ettikleri kadar desteğe sahip olmadıklarını 2002 seçiminde gördüler. Siyasi Partiler Kanunu'nun boşluğundan istifade ederek olduklarından daha güçlü görüneceklerine inandıkları bir formülün peşinden koşuyorlar.

Kurtlar Vadisi oyları artırmadı
* Kurtlar Vadisi gibi diziler insanların milliyetçi duygularını kaşıyıp MHP'nin oylarını artırıyor mu?
- Kurtlar Vadisi bu kadar ilgi çekince CD'lerini alıp izledim. Toplumu çok ilgilendiren bir diziydi. Kurtlar Vadisi'nin MHP'nin oylarına etkisi olacağını sanmıyorum. Polat figürü MHP'yi mi temsil ediyor? Önce böyle bir hükme varmak lazım. Ben böyle bir şeyi kabul etmiyorum. Dizi işte sonuçta. Çok abartıldığını düşünüyorum. Biz bunlar için MHP'nin seçim beyannamesinde 12 yıl temel eğitimi şart koşuyoruz. Eğitim şart! Ben o dizinin tümünü oturup izledim. Orada kimse kendisine ülkücü demiyor.

* Enis Öksüz, daha önce MHP'de çek senet mafyasına bulaşmış kişilere dair raporlardan söz etmişti. Mafya MHP'yi kullandı mı?
- Güç ve cazibeyi kullanmak isteyenler olabilir. Her parti gibi MHP'de de olmuştur. Ama temizlenmiştir. Partiden ihraç ederiz ortaya çıkarsa.

TÜSİAD davetiyle rahatsız etti
* Bahçeli, TUSİ- AD davetine gitmedi. MHP neden TOBB'a, TUSİAD'a mesafeli?
- Mesafeli değil. Bir kere TUSİAD'ın daveti pek usule uygun yapılmamıştı, en hafif söyleyebileceğim budur. Öbür partiler bu davetten rahatsız olmamış olabilir. Onların meselesi. Kurumların birbiriyle ilişkisinin birtakım esasları olması gerekir.

* Türkiye'nin en önemli sorunu nedir size göre?
- Terördür. Güvenlik, ekonomi, enerji, tarım diye sıralayabilirim. Bunların hepsi AKP'nin yanlış yönetiminin sonucudur.

* Kuzey Irak'a askeri operasyon seçeneğini kullanma taraftarı mısınız?
- TSK'nın açıklaması var, 'Bir an önce müdahale gerekli' diyor. Ama ortada siyasi irade yok. Kuzey Irak'a müdahale için geç kalındı. Kuzey Irak'a girmek için hiç kimseyi ikna etmemiz gerekmiyor. Buna müdahale etmemiz gerekiyorsa uluslararası hukuk bize ne yetki veriyorsa uygulamalıyız.
Bu haber 82 defa okundu.

Kaynak : (Sabah)
Tarih : 02.07.2007 - 12:46:05

1 Temmuz 2007 Pazar

ALPARSLAN'IN MALAZGİRT HUTBESİ

26 AGUSTOS cuma günü askerlerini toplayan ALPASLAN atından indi ve secdeye vardı
''YA RABBİ SENİ KENDİME VEKİL YAPIYOR AZAMETİN KARŞISINDA YÜZÜMÜ YERE SÜRÜYOR VE SENİN UĞRUNDA SAVAŞIYORUM . EY TANRIM NİYETİM HALİSTİR BANA YARDIM ET , SÖZLERİMDE HİLAF VARSA BENİ KAHRET''
Duası ile derin imanını belirtti sonrada askerlerine dönerek:
''BURADA ALLAH'TAN BAŞKA BİR SULTAN YOKTUR EMİR VE KADER ONUN ELİNDEDİR BU SEBEBLE BENİMLE BİRLİKTE SAVAŞMAKTA VEYA BENDEN AYRILMAKTA SERBESTSİNİZ'' der

askerleri heyecanla :
'ASLA EMRİNDEN AYRILMAYACAGIZ '' mukabelesinde bulundular.

ve ALPARSLAN beyazlar giyerek türk usulüne göre atının kuyrugunu bağladı ve son hitabını yaptı:

''EY ASKERLERİM EĞER ŞEHİT OLURSAM BU BEYAZ ELBİSE KEFENİM OLSUN . OZAMAN RUHUM GÖKLERE ÇIKACAKTIR . BENDEN SONRA MELİKŞAH I TAHTA ÇIKARINIZ VE ONA BAĞLI KALDINIZ .ZAFERİ KAZANIRSAK İSTİKBAL BİZİMDİR''
ALPARSLAN 9 YILLIK SULTANLIKTAN SONRA BİR BATİNİ TARAFINDAN ŞEHİD EDİLDİ O YAVUZ SULTAN SELİM GİBİ AZ ZAMANDA ÇOK BÜYÜK İŞLER YAPTI