23 Şubat 2009 Pazartesi

Durmak Yok, Mankurtluğa Devam

Bugüne kadar düşünce kimliği ve kişiliği sürekli değişen Mümtazer Türköne, AKP iktidarı zamanında adeta tek noktada sabitlenmiştir. Öyle sabitlemiştir ki, gayri-milli politikaların meşrulaştırılmasında kalemini ve dilini cengâver gibi kullanmakta, milli-manevi değerlerimizi yerden yere vurmaktadır. AKP iktidarının eylemi ve söylemi neyse Mümtazer Türköne orada ön plana çıkmaktadır. Hanımının AKP milletvekili olması, yazılarının AKP iktidarının yandaş medyasında yer bulması, Mümtazer Türköne’nin hizmet alanını göstermeye yetmektedir.

Mümtazer Türköne AKP’nin en verimli hizmetkârı olabilmek adına uçuk-kaçık ne kadar fikir ve düşünce varsa onun bayraktarlığını yapmaktadır.

Geçmişinde Ülkücülerin için bir süre bulunan ve aynı zamanda Ülkücü şehit kardeşi olan Mümtazer Türköne, şimdi AKP çizgisinde, PKK’nın taleplerini hayata geçirebilmenin propagandasında misyon üstlenmiş, büyük bir gayretle çalışmaktadır. Artık o bir mankurt olarak hayatını sürdürmektedir.

Kimliğini, kişiliğini her gün lekeleyerek hayatını sürdürmektedir.

Kafasına ampul giydirilen Mümtazer Türköne geçmişini hatırlamıyor, ama geleceğe AKP’nin fikri çizgisinde ihanet pazarlamaktadır.

"Diyarbakır'ın adı Amed (PKK jargonunda Diyarbakır'a verilen ad) olabilir. “ şeklinde ihanet düşünceleri üreten Mümtazer Türköne, son olarak Erbil’de gerçekleşen Abant toplantısında “Hepimiz Kürt’üz” haykırışları ile varlığını hissettirmiştir.

MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin “okyanus ötesinden güdümlü” olarak tarif ettiği bu toplantılar ABD, AKP, Barzani, Talabani ve PKK arasında varolan sıcak ilişkilerin desteğinde gerçekleşmiştir.

“Irak ve Kürdistan’dan gelen bilgiler bizi memnun ediyor.” diyen bir zihniyet tarafından yönetilen Türkiye’nin Barzani ve Talabani çizgisinde çalışmalar yürütmesi kadar tabi bir şey yoktur.

Erbil’de gerçekleşen toplantıda “Hepimiz Kürt’üz” haykırışları yapanların niyeti Türkiye’nin yararına değil, Türkiye’nin düşmanlarına hizmet etme gayesi taşımaktadır. Bu açıdan çok önemli toplantıdır.

AKP yandaşı kalemlerin bu toplantıdan çıkardığı öncelikli vazife de “Kuzey Irak denilen bölgeye Kürdistan denilse ne olur ki sanki?” şeklinde meşrulaştırmaya yönelik yazılar yazmak olmuştur.

Hepsi tek merkezden komut alan anlayışta sözde Kürdistan’ın ismini zihinlere yerleştirmeye çalışıyorlar.

Diyarbakır ile Irak’ın kuzeyi arasında bölücülerin sesi olan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı ne demişti:

Önce dilimizi tanıdılar, yakında Kürdistan’ın adını da kabullenecekler.

Türkiye AKP iktidarı ve onun yandaşları tarafından yavaş yavaş bu sürece doğru götürülmektedir.

Günümüzün popüler Mankurtlarından olan Mümtazer Türköne ve benzerleri de bu süreci hızlandırmak için mücadele azimlerini artırmış görünmektedirler.

MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli MHP’nin grup toplantısında, Barzani, Talabani ve PKK’nın taleplerini meşrulaştırmak için propaganda yapanlara yönelik “Bir gün bile kendisi olamayanların ve ne olduklarını bir türlü ilan edemeyenlerin; her bir araya geldiklerinde "hepimiz" diye başlayarak toptancı bir anlayışla sürekli başkaları olduklarını ilan etmeleri tam bir sözde aydın başıbozukluğu ve kokuşması olarak tarihe geçecektir.” şeklinde isim vermeden değerlendirme de bulunmuş, Mümtazer Türköne kendini bildiği için “Milliyetçi jargona vakıf olanlar, Devlet Bahçeli'nin bu haftaki grup konuşmasında bana yönelttiği "aydın başıbozukluğu ve kokuşması" ithamının hafif bir tariz olduğunu bilirler.” şeklinde öne çıkmıştır.

Mümtazer Türköne yazısının içinde MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Türkiye adına hep doğru yerde, milli duruş sergilediğini de “Devlet Bahçeli'yi sever ve sayarım. Sadece üzerimdeki emeği ve hakkından dolayı değil; MHP lideri olarak siyasî çıkarlarının çok üstünde, bu ülke adına doğru bir yerde ısrarla durduğu için.” şeklindeki cümlesi ile kabullenerek aslında MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin kendisi ve benzerleri hakkında yapmış olduğu tespitlerin haklılığını da kabullenmiş oluyor.

MHP Lideri Devlet Bahçeli bir konu hakkında konuşuyor, tavır belirliyorsa muhakkak orada Türkiye’nin menfaatlerini koruma anlayışı vardır.

Fakat Mümtazer Türköne, yazısı içinde bir yandan bunu kabullenirken, diğer yandan da ihanet toplantılarında konuştukları meşrulaştırmak için rahmetli Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in sözlerini kendini haklı çıkarmak için kullanmaya çalışmaktadır.

Başbuğ Alparslan Türkeş’in Türkiye’deki kardeşliği göstermek, milli birliği korumak için kullandığı “Türkler ne kadar Türkse, Kürtler de o kadar Türktür, Kürtler ne kadar Kürtse Türkler de o kadar Kürttür” sözünü, Türkiye’yi bölmek ve kardeşliği bozmak için mücadele verenlerin safında söylediği sözlerle karıştıran Mümtazer Türköne’nin durduğu yer, sözleri ve düşünceleri hep yanlıştır.

Her fırsatta Türkiye’yi tehdit eden, PKK’yı koruyan ve kollayan,”Türk Ordusu, Kuzey Irak’a gelirse burayı mezarı haline getiririz” diyen, AKP iktidarının bir numaralı destekçisi Barzani’nin kucağında düzenlenen toplantılarda “Hepimiz Kürt’üz” demesi Türkiye’deki bölücülüğü destekleyen ihanettir.

Türkiye’deki Kürt kökenli vatandaşlarımızı Barzani, Talabani ve PKK çizgisinde göstermeye ve o çizgiye getirme gayretleri Kürtlere yapılabilecek en büyük kötülüktür.

Mümtazer Türköne de bu kötülüğün şefleri ile hareket etmektedir.

Çünkü artık bir Mankurt olmuştur, sözde Kürdistan’ın açılış kurdelesini kesmek için elinde makasla beklemektedir.

AKP’nin dostu Talabani, kardeşi Barzani, patronu ABD olunca Mümtazer Türköne’nin mankurtluğu da ihanet toplantılarında muhakkak boy gösterecektir.

AKP’nin anlayışını benimseyenlerin ABD, Barzani, Talabani çizgisi dışında davranması mümkün mü?

“Aydın Başıbozukluğuna ve kokuşmasına” en iyi örnek olan Mümtazer Türköne’ye geçmişini hatırlaması, mankurtluktan kurtulması adına acil şifalar diliyoruz.

Yazımızı bu dilekle bitirirken, Mümtazer Türköne gibi mankurtların tahlilini ve neye hizmet ettiklerini öğrenmek isteyen okuyucularımıza www.kutluseslenis.com adresinden, değerli yazar Süleyman Çelik’e ait olan “AYDIN BAŞIBOZUKLUĞU VE KOKUŞMASI” başlıklı yazısını da okumalarını önemle tavsiye ediyorum…

Yıldıray ÇİÇEK / Ortadoğu Gazetesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder