8 Aralık 2013 Pazar

Tokdemir...


8 Aralık 1995'te geçirdiği elim trafik kazasıyla aramızdan ayrılan büyük dava adamı Ali Metin Tokdemir'i rahmetle ve saygıyla anıyoruz...

23 Kasım 2013 Cumartesi

Öğretmenler Günü Kutlaması



Geleceğimizin mimarları; öğretmenlerinin Öğretmenler Günü'nü kutlar, bu kutlu uğraşta başarılar dileriz.

28 Ekim 2013 Pazartesi

Yabancılaşmak



Kesin olarak bilinmelidir ki, "kendi tarihine, kendi kültür ve medeniyetine ve kendi ülkülerine yabancılaşmış bir cemiyet" artık bağımsız değildir. Yabancı cemiyetlerin, yabancı kültür ve medeniyetlerin elinde oyuncaktır, kendine mahsus ülkü ve hedefleri yoktur.

Seyyid Ahmet Arvasi

20 Ekim 2013 Pazar

Tek Derdimiz Memleket!



"Kurtçular" diyorlar bize yaşlı teyzeler.
Kahvede sohbetlerde dayılar "Türkeşçiler" diyorlar.
Komünistler "faşist" derken, sahte Müslümanlar "dinsiz" diye yapışıyorlar yakamıza...
Bilmeyen katil diyor şanlı davamıza, medya "Mecliste bir parti" olarak bakıyor.
Aydınlar "vurucu, kırıcı" olarak görüyor, dış mihraklar(!) ve faiz lobisi(!) "çek-senet mafyası" olarak gösteriyorlar.
Hükumet "kovboy"diyor mesela.
Rahşan Ecevit ise "katiller" demişti.
Travestiler "kaçın ayol" diyor bizi görünce.
Fakültelerde pkklılar "saldırın" diyor.
Polis "vurun" diyor.
Rektör "atın" diyor, hakim "asın" diyor.
Savcı"götürün" diyor,
Avukat "savunamam" diyor...
Yetim çocuklarız biz aslında herkes hakkımızda bir şeyler düşünüyor...
Bizim tek derdimiz MEMLEKET...

7 Ekim 2013 Pazartesi

Mustafa'm...



"Mustafa'lar ölür fakat milliyetçilik fikri ve mücadelesi ölmez.

Yaşasın yolunda kellemi verdiğim Türk Milliyetçiliği...

Zafer her zaman Cenab-ı Allah'a inananlarındır.

Tanrı Türk'ü korusun ve yüceltsin."

Mustafa PEHLİVANOĞLU

2 Ekim 2013 Çarşamba

Felaket...



Oy toplamak için Kürt şeyhlerine yahut İmroz Rumlarına tâviz vermenin bir vatan ihaneti olduğunu anlamaktan âciz aşağılıkların millet kaderinde söz sahibi olması korkunç bir felâkettir...
Hüseyin Nihal Atsız

14 Eylül 2013 Cumartesi

Dudayev'den Türk Milleti'ne!



Çeçenistan Devlet Başkanı Cevher DUDAYEV in Şehit Edilmeden Önce Türk Milletine Gönderdiği Mektup, Okuyalım, Okutalım...Cahar Dudayef ve bütün şehitlerimiz içinde bir Fatiha gönderelim.

Bismillahirrahmanirrahim. Selâmun aleyküm !

Kardeşlerim, bacılarım, dostlarım ! Ey Yücelerin Yücesi Türk Milleti !

Görüyoruz ki bizi unutmamışsınız. Çeçenistan'daki müslüman kardeşlerinizin, bacılarınızın başına gelen beladan dolayı sizin duyduğunuz sıkıntıyı, acıyı da biliyoruz. Sizin bize yaptığınız yardımları da biliyoruz. Dünyada birçok millet var. Müslüman olanlar ve müslüman olmayanlar var ama bizim sıkıntımızı üstlenen, yüreği sızlayan başka bir millet, başka bir ülke, başka bir halk yok. Onun için Allah sizi yüceltsin, size rahmet etsin. Allah sizin memleketinize, sizin milletinize, sizin devletinize, imanı ve bereketi eksik etmesin. Bizim için yaptığınız mitingleri, Cuma namazlarından sonra yaptığınız gösterileri seyrettik. Bizim için yardımlar toplanırken Müslüman bacılarımız, kulağında ki küpeyi, boynundan zinciri, kolundaki bileziği çıkartıp gözlerinden yaşlar akarak davamıza destek oldular. Bu dünyada yardımlar da kardeşlikler de çeşit çeşittir. Bu kadar değerli, bu kadar yüce, bu kadar imanla edilmiş yardım daha önce görülmemiştir. Bundan daha büyük vicdan olamaz.

Bazıları “Türk devleti yardım etmiyor” diyorlar. Bu o kadar önemli değil. Türk milleti yardım ediyorya. Bu millet olmazsa devletin bir gücü olmazdı, biz çok iyi biliyoruz ki imanı olmayan halkın yaptığı yardımın da hiçbir kıymeti olmaz, bereketi olmaz.

Bundan dolayı sakın böyle düşünmeyin, biz asla Türk Milleti yardım etmiyor diye gücenmiyoruz. Onlara, devletin büyüklerine de sitem etmiyoruz. Türk Devleti’nin şimdilik dünyada ki durum yüzünden istediği gibi harekete geçmeye imkanı yok. Onlara kızamam. Bizim onlardan istediğimiz şey, burada ki savaşlar yüzünden mağdur olmuş Çeçenler’e sahip çıkmalarıdır, bu mültecileri ülkelerinde misafir etsinler…

Bağımsızlığımızdan vazgeçmemizi istiyorlar. 100.000 sene geçse bile biz toprağımızdan ve özgürlüğümüzden asla vazgeçmeyiz. Bizim davamız büyük bir davadır. Davamızı unutmamız, onu bırakmamız imkansızdır. Biz unutsaydık bile dünya unutamaz. Ardımızdan gelecek olan nesiller unutmaz. Türkiye’de ki birçok şehirde oturan insanlar , Çeçenistan’a yardım etmek için seferber olmuşlar. Kendi sıkıntılarını unutmuşlar, Çeçenistan’a yardım ulaştırmak için çabalıyorlar. Bu sıkıntıyı üstlenen milletin, Allah bereketini, sevincini, şuurunu arttırsın. Sizin yaptığınız yardıma, çektiğiniz sıkıntıya, duyduğunuz acıya ben şahidim. Çeçenistan toprakları yeryüzünde kaldığı sürece, bu topraklarda müslüman insanlar yaşadığı sürece yapılan yardımlar unutulmayacaktır.

Yakındaki iyi komşu, uzakta ki kardeşten iyidir. Biz hep iyi komşu oluruz, iyi kardeş oluruz. Allah sizin şerefinizi, bereketinizi, imanınızı arttırsın. Üzerinizden bereketini eksik etmesin.

Bize karşı Müslümanların samimi merhametinden daha büyük bir hediye olamaz. Sizi çok seviyoruz. İnşaallah hep birlikte yaşar, birbirimize destek oluruz.

Allah Çeçenistan’a ve Türkiye’ye imanla, sabırla beraber aynı yolda yürümeyi nasip etsin.

Elhamdulillah! Hoşça kalın! Allahuekber!

Cevher Dudayev , Çeçenistan Devlet Başkanı

6 Eylül 2013 Cuma

Memalik-i Türkiyye



1299 yılına ait, Memlük-Moğol savaşını tasvir eden resim.
Memlük devletinin resmi adı "Memalik-i Türkiyye" dir. Türkiye adını, devlet olarak ilk kullanan onlardır. Ayyıldızlı bayrağı da o tarihlerde kullandıkları, resimden anlaşılıyor.

(Alıntıdır)

23 Ağustos 2013 Cuma

Şerife Bacı



Şerife Bacı, top mermileri ıslanmasın diye kazağını mermilerin üzerine örtmüş, yavrusu ölmesin diye de üzerine abanmış ve bebeğiyle birlikte soğuktan ölmüş..

16 Ağustos 2013 Cuma

Ülkücülük ve İlerlemek...


Türk-İslam Ülkücüleri, sosyal kültürel,ekonomik ve politik hayatta, bir taraftan "yenileşmeye, çağdaşlaşmaya, gelişmeye", diğer taraftan da bizi biz yapan milli ve mukaddes değerleri "korumaya" önem verirler.Yani "milli şahsiyete bağlı bir inkılapçı ruh ve şuur" taşırlar.Türk-İslam Ülkücüsü, inkilapçılığı, soysuzlaşma ve yabancılaşma, muhafazakarlığı katılaşma ve yerinde sayma olarak anlamazlar.
Arvasi

8 Ağustos 2013 Perşembe

Ramazan Bayramınız Kutlu Olsun



Mübarek Ramazan Bayramı’nızı kutlar Cenab-ı Allah’tan Size, Ailenize ve Türk İslam Alemine Hayırlar Getirmesini Niyaz Ederim.

Dualarımız zulmün son bulması, İslam Dünyası'nın huzuru için!

1 Ağustos 2013 Perşembe

Enver Paşa ve Turan



Şehit Enver Paşa bir mektubunda der ki;
"Bu mücadele öyle bugün yarın değil, belki beş, on ve hatta elli sene sonra neticesini verecektir. Bundan dolayı da buna hayal diyenler bulunuyor.

Fakat biz bu işe biz görelim diye sarılmıyoruz."

30 Temmuz 2013 Salı

Milliyetçi Olmak ve Ülkücü Olmak...



Doğru, güzel ve haklı fikirlere bağlanmak kolay ama inandığımız fikirlerin şartlarına uymak çok zordur, işte bundan ötürü herkes Milliyetçi olabilir fakat; Ülkücü olamaz!

Galip ERDEM


22 Temmuz 2013 Pazartesi

Zulmün Adı: Kızıl Çin!



BİLİYOR MUYDUNUZ?

"Doğu Türkistan’da Çin işgalinden bu yana 60 milyonu aşkın insan hayatını kaybetti. Bu rakam Bosna’da, Irak’ta, Afganistan’da, Çeçenistan’da ve Filistin’de ölenlerin tam on katı.”
-----------------------------------------------------------

БИЛИЙОР МУЙДУНУЗ..?

"Доғу Түркистaн’дa Чин ишгaлинден бу йaнa 60 милйону aшкин инсaн haйaтини кaйбетти. Бу рaкaм Боснa’дa, Ирaк’тa, Aфгaнистaн’дa, Чеченистaн’дa ве Филистин’де öленлерин тaм он кaти.”
-----------------------------------------------------------------------
بىلىيور مويضونوظ..?

عضوغو طوركيستان’دا چين ايشكاليندن بو يانا ۶۰ ميليونو اشكين اينسان هاياتينى كايبتتي. بو راكام بوسنا’دا، ىراك’تا، آفكانيستان’دا، چچنيستان’دا وه فيليستين’ده اولنلرين تام اون كاتي.”

Kahramanmaraş Kalesi ve Bozkurt





Bunu biliyor muydunuz ?

Atatürk'ün emri ile Kahramanmaraş Kalesine yaptırılan 'Bayrak diken Bozkurt büstü'
Kaidesindeki yazıda;
"1919'da Türk Maraş Silah gücü ile indirilen bayrağı, İman gücüyle yeniden dalgalandırdı." yazılıdır.
Büst daha sonra İnönü'nün talimatıyla kaldırılmıştır...


14 Temmuz 2013 Pazar

Kerkük Türkmen Katliamı



Tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşen ve üç gün üç gece süren katliamda, yüzlerce Türkmen acımasızca katledilmiş, kurşuna dizilmiş, cesetleri iplerle bağlanarak caddelerde sürüklenmiştir. Binbaşı Ata Hayrullah, İhsan Hayrullah, Kasım Neftçi ve Selahattin Avcı gibi çok değerli Türkmen liderleri bu katliamda şehit olmuşlardır.

1 Temmuz 2013 Pazartesi

Stop China!



AY YILDIZ tişört giyenlerin "terörist" olarak tutuklandığı ülkenin adıdır DOĞU TÜRKİSTAN...

''Dünyanın bütün Türkleri, Türkiye’ye kabe gibi bakıyor. Türkiye’nin kendilerini bir gün kurtaracağı efsanesi aralarında yaşıyor. Yalnız anayurtta ve zulüm altında yaşayan Türkler değil, medeni ülkelerde yaşayan Türkler de buraya hasret çekiyor.''

Hüseyin Nihâl ATSIZ

15 Haziran 2013 Cumartesi

Yozlaşmak...



Bir milleti yok etmek isterseniz askeri istilaya lüzum yoktur; Tarihini unutturmak, Dilini bozmak, Dininden soğutmak ve dolayısıyla manevî değerlerini, ahlâkını yozlaştırmak kâfidir.

- Peyami Safa -

7 Haziran 2013 Cuma

Türk - İslam Medeniyeti



 

Türk töresi, ahlak nizamı, gelenek ve görenekleri, kültür ve medeniyeti, asırlardan beri İslam ile kaynaşarak ve şekillenerek yepyeni bir medeniyet kurmuştur. Bizim de kendimize mahsus, orjinal bir kültür ve medeniyetimiz vardır ve ismi Türk - İslam medeniyetidir.

Seyyid Ahmet Arvasi

5 Haziran 2013 Çarşamba

Miraç Kandili



Milletimizin şu zor ve sıkıntılı günlerinde tüm İslam Alemi'nin Mirac Kandilini tebrik ediyor, hayırlara ve feraha vesile olmasını Yüce Allah'tan diliyoruz.
Dualarımızda tüm inananlara yer verelim.

19 Mayıs 2013 Pazar

3 Mayıs 2013 Cuma

3 Mayıs Türkçü'nün Düğün Günüdür!




Haydi 3 Mayıs, Türkçüler Turancılar elele,
Tarihler bin dokuz yüz kırk dördü gösterdi,
Atsız'ım Bozkurtlara buyruğu verdi,

Yiğitçe buyruğa gönül verdiler,
Alparslanlar, Kokanlar, Orkun, İdiller,
Yürüyün, yürüyün haydi yiğitler,

Haydi 3 Mayıs, Türkçüler Turancılar elele,
Büyük Türk Milleti senin bayramın.

Haydi 3 Mayıs, Türkçüler Turancılar elele,
Dilde birlik, işte birlik, fikirde birlik,
Sağlanırsa o zaman kurulur dirlik.

Yürü yiğit yürü bugün senin günündür,
Bugün düğün günün, bayram günündür,
3 Mayıs Türkçünün düğün günüdür,

Haydi 3 Mayıs, Türkçüler Turancılar elele,
Büyük Türk Milleti senin bayramın.

4 Nisan 2013 Perşembe

4 Nisan...



Yüce Rabbimizden mekanınızı cennet, ruhunuzu şad etmesini diliyor, ölümsüz davamızın ölümsüz lideri olan sizlerin önünde bir kez daha saygı, minnet ve şükranla eğiliyoruz.

27 Mart 2013 Çarşamba

Fikri Ağabey...



27 Mart 1982’de şehadete kavuşan "Allah için ölmek güzel baba" diyen, Fikri Arıkan Ağabey’i Vefâtının 31. yıl dönümünde rahmet ve minnetle anıyoruz.
Ruhu şâd, mekânı cennet olsun…

16 Mart 2013 Cumartesi

Nevruz Bayramı

Turklerde Yeni Yil: Nevruz Bayrami ve Torenleri adlı makaleden alınmıştır: Kadim Türk yurdu Doğu Türkistan’da ortaya çıkan ve Türklerle beraber Anadolu’ya ve bütün Türk coğrafyasına yayılarak binlerce yıldır ananevi törenlerle kutlanan Nevruz - Yeni yıl bayramı Türk topluluklarında Nevruz, Noruz, Navrız, Newroz, Naurus, Ergenekon ve Bozkurt gibi adlarla anılmakta ve bütün Türk boylarında kutlanmaktadır.

Bu yazıda yer alan Nevruz bilgileri, Nevruz adet ve an’aneleri genel olarak kitap ve ansiklopedilerden derlenen bilgiler değildir. Bu yazıda bahsedilenler Türkiye’mizin cennet köşelerinden birisi olan ve benim de çocukluğumun geçtiği, doğup büyüdüğüm şehir, Iğdır ilimizde gördüklerimiz, yaşadıklarımız ve yaşattıklarımız adet, an’ane ve geleneklerimizden bizzat yaşanarak derlenmiş bilgilerden oluşmaktadır. Bu yazının orijinali Türk Dünyası Tarih Dergisi’nin Mart 1993 tarihli sayısında yayınlatılmıştır.

15 Mart 2013 Cuma

ABDURRAHMAN KILIÇ



ABDURRAHMAN KILIÇ - 15 MART 1980
Gaziantep-Barak’tandı. 20 yaşındaydı.

1977 yılında memleketinde işlenmiş bir cinayetin zanlısı olarak tutuklanmış ve Adana Kapalı Cezaevin de yatmaktaydı. 
Komünistlerin başlattıkları isyan sonucu arkadaşı Hasan Hüseyin Akbaş ile birlikte şiş ve bıçak darbeleriyle şehid düştü. Cenazesi memleketinde toprağa verildi.

10 Mart 2013 Pazar

Değişmek!


Tarihine, kültürüne, bayrağına, devletine ve milletine yabancılaşmış nesiller ve kadrolar teşekkül etmişse, bizi biz yapan milli ve mukaddes değerlerimize alanen tecavüz edilebiliyorsa, devletin ve milletin bütünlüğüne yönelen eylemler pervasızlaşmışsa, bunları sadece sosyal değişmelerin doğal sonuçları olarak yorumlamak mümkün değildir.
Arvasi
 

5 Mart 2013 Salı

Ülkü Ocakları Gaziantep İl Başkanlığına Mehmet Doğan Atandı



Ülkü Ocakları Gaziantep İl Başkanlığı binasında yapılan basın açıklamasında başkanlık görevine getirildiğini duyuran Mehmet DOĞAN ,yeni görevinde daha iyi hizmetler yapmak için çalışacağını belirterek, “Mensubu olmaktan şeref duyduğum ve duyacağım ülkücü harekete başkan olmayı bana nasip eden yüce Allaha hamdu senalar olsun. Kurulduğu günden bu yana tek amacı Allah'ın dinine ve Türk Milleti'ne hizmet olan ocağımızın şerefli bayrağını teslim aldığımız noktadan daha yükseklere taşıyacağımızdan hiçbir ülküdaşımızın kaygısı olmasın.
Ocağımızda milli ve manevi değerlerimize bağlı kendini bilen okuyan araştıran üreten ve Türk Milletine hizmet için yarışan gençler yetiştirmeye devam edeceğiz. Ne kadar ağır bir yükün ve vebalin altına girdiğimizin farkındayız. Ocağımızı daha da ileriye taşıyabilmek için bütün Gaziantepli ülküdaşlarımı beraber bu yüke ve omuz vermeleri için gönül seferberliğine davet ediyorum” dedi.

4 Mart 2013 Pazartesi

BAŞARACAĞIZ!




Yağmalandı kervanımız
Büyüdükçe kirlenenlerin cinnetini tattık
Ve sonu gelmeyen bir intiharla yırtıldı gece
İhanet etti, önümde ardımda saf bağlayanlar
Unutuldu yeminler/ şehitlerim, gazilerim emin olsun ki
Ümitlerimi toprağa gömmüşken bir Nisan sabahı
Ötelerden yine aynı berrak ses
Başaracağız
Başaracağız
Başaracağız...

25 Şubat 2013 Pazartesi

Bir İnsanlik Dramı; Hocalı Katliamı



1991 yılında Azerbaycan Parlamentosu’nun halktan gelen baskılar karşısında Dağlık Karabağ’ın özerk bölge statüsünü ilga etmesine karşılık Dağlık Karabağ Parlamentosu bir referandum düzenleyerek cevap vermiştir. Çoğunluğu Ermenilerin oluşturduğu bölgede referandum sonucunda Dağlık Karabağ Parlamentosu bağımsızlığını ilan etmiştir. 1992’de Sovyet birlikleri de bölgeden çekilmiştir.

Hocalı’da gerçekleştirilen katliama giden süreçte, Ermenileri Rusların desteklediği yönünde ciddi bulgular bulunmaktadır. Ermeni gönüllülerden oluşan silahlı gruplar Karabağ’a yerleştirilmiştir. Ardından Gorbaçov, 25 Temmuz 1990’da yayımladığı bir kanun ile SSR (Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti) kanunları dahilinde olmayan silahlı grupların kurulmasını yasaklamış ve kanunsuz olarak saklanan silahlara el konulmasını sağlamıştır. Bu kanunla birlikte Azerbaycan’ın bütün bölgelerinde av silahları da dahil olmak üzere silahlar toplanmış, Dağlık Karabağ’da ise bu görev Rus askerleri tarafından yerine getirilmiştir. 1990 yılının Ağustos ve Eylül aylarında Ermeniler saldırılarını doğrudan Azerilere yöneltmeye başlamışlar, otobüs baskınları, yol kesme gibi terör eylemlerine kalkışmışlardır. 1990 yılı başlarında yaklaşık 186 bin Azeri, Ermenistan’dan Azerbaycan’a gitmeye zorlanmıştır. Ekim 1991’de ilk Azeri köyü Ermenilerce ele geçirilmiştir. Hocalı Katliamı, Rus askerlerinin desteğiyle 25–26 Şubat 1992’de Hocalı’ya ulaşan Ermeni kuvvetlerince gerçekleştirilmiştir. Rusya olaylarla ilgisinin olmadığını iddia etse de, Rus ordusuna ait 366. alayın 1991’in sonbaharından beri Ermenilerin safında savaştığı, alaydan kaçan dört askerce doğrulanmıştır.

10 bin nüfuslu Hocalı’da olaylar sırasında yaklaşık 3.000 Azeri bulunmaktaydı. Saldırıda ölenler hakkında verilen resmi rakam 613 kişi olmakla birlikte, katledilen toplam Azeri sayısının 1.300 kişi olduğu söylenmektedir. Saldırılar sırasında Hocalı’da yaşayan Ahıska Türkleri de evlerinde yakılarak öldürülmüştür. Kadın, çocuk ve yaşlılar da dahil olmak üzere siviller katledilmiştir. Katliamın ilk gecesinde sekiz aile bütün fertleriyle öldürülmüş, 700’den fazla çocuk anne ya da babasını kaybetmiştir. Yaralılar ise 1.000’in üzerindedir. Katliama tanık olan bir gazeteci, yaşananları şu şekilde aktarmaktadır:

“Dağlık Karabağ’ın Hocalı kentinin düşüşünü bir gün boyunca yaşadım. Görüntülerle belgeledim ve video çekimleriyle bir günde 1.300 Azerbaycan Türk’ünün Ermeni çetecilerce öldürülüşünü bütün dünyaya duyurdum. Hocalı katliamı anlatılamaz bir vahşetti. Azerbaycan yönetimi ve Cumhurbaşkanı Ayaz Mütellibov, olayı dört gün boyunca kamuoyundan gizlemeye çalıştılar. Bütün Azerbaycan şok olmuştu. Ermeni bıçaklarından, kurşunlarından kurtulmayı başaranlar; kadınlar, çocuklar, ihtiyarlar karlı dağlarda tipi altında Agdam’a gelmeyi başardıklarında çoğunun ayakları donmuştu. Bazılarının ayakları ise kangrenden dolayı kesilmişti. Ermeniler vahşetin her türlüsünü sanki ibret olsun, örnek olsun diye yapmışlardı. İhtiyar dedelerin, yaşlı anaların yüzleri jiletlerle doğranmış, genç kadınların göğüsleri peynir gibi kesilmiş, bebeklerin kafa derileri yüzülmüştü. Hocalı ile Agdam arasındaki 12 kilometrelik orman boyunca cesetler dizilmişti.”

Gelişmelere seyirci kalan BM ve Batılı devletler, Ermenilerin yaptıkları katliamlara ve işgal hareketlerine ciddi bir tepki göstermemişlerdir. Ermenilerin Mayıs 1992’de Nahçıvan’a saldırmalarından sonra Türkiye 1921 Kars Anlaşması çerçevesinde bölgeyi korumak için askerî müdahalede bulunabileceğini açıklamıştır. Uluslararası toplum, ancak Ermenilerin nüfusu 60 binden fazla olan Kelbecer’e saldırmasıyla harekete geçti. BMGK, 822 sayılı kararı ile Ermeni kuvvetlerinin işgal altındaki topraklardan çekilmesini istedi, ancak bu sonuç vermedi. Kararın ardından AGİT bünyesinde arabuluculuk çalışmaları başlatıldı.

1994 yılında iki taraf arasında ateşkes ilan edilmiştir. Savaş sonrası çözüme kavuşturulamayan bir diğer sorun da, ülke içerisinde yerinden edilen ya da sığınmacı durumuna düşen bir milyon civarı Azeri’dir. Bunların büyük bir çoğunluğu Azerbaycan sınırları dahilinde yaşamaktadırlar. Azerbaycan nüfusunun %10’undan fazlası ülke içinde yerinden edilmiş sığınmacılardan oluşmaktadır ki bu, kişi başına dünyada yerinden edilmiş en büyük nüfus hareketlerinden biri anlamına gelmektedir. Bu insanlar hâlâ Ermenilerce işgal edilen topraklarda bulunan evlerine geri dönmeyi beklemektedirler. Azerbaycan Cumhuriyeti’nde yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalan veya başka ülkelerden Azerbaycan’a gelen Azerbaycan vatandaşları, Azerbaycan hükümeti tarafından “göçkün” olarak adlandırılmaktadır. Sorunlarına hâlâ kalıcı çözümler bulunamayan göçkünler; mesken, iş, yiyecek, sağlık, eğitim ve can güvenliği gibi birçok sorunla karşı karşıyadırlar. Bu kişiler Bakü ve çevresinde, zor koşullar altında çadırlarda, barakalarda, okul ve yurtlarda, pansiyonlarda, dükkanlarda, yük vagonlarında, hatta yol kenarlarında yaşam mücadelesi vermektedirler.

20 Şubat 2013 Çarşamba

Bir Başbakan Iki Erdoğan

Kendi kendine çalıp oynayanların "lider" saydığı/sandığı, hatta bazı angutların ileri giderek haşa peygamber ilan etttiği muhteşem(!) başbakanımızın, muhteşem manevraları ve sözlerinden nasıl döndüğünün resmidir.
Buyrun, hep birlikte izleyelim ve bir millet nasıl uyutuluyormuş, görelim.



19 Şubat 2013 Salı

9 Şubat 2013 Cumartesi

Kut'lu Bir Yol...


9 Şubat 1969 - Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'nin Adı Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Olarak Değiştirildi ve Genel Başkanlığa da Alparslan Türkeş Seçildi.

Milliyetçi Hareket Partisi'nin Kuruluşunun 44.Yıldönümü Kutlu Olsun..

6 Şubat 2013 Çarşamba

Rahmi ŞAHİN



RAHMİ ŞAHİN 06.02.1978 -TUNCELİ

Tunceli'nin Pertek ilçesine bağlı Sağman köyünden olup 24 yaşındaydı. Tunceli Yapı Meslek Lisesi'nde okur­ken, Erzurum'a sürgün edilmiş ve buradan mezun olmuştu. Ailece, Elazığ'da oturuyordu. Olay günü, bir hastayı ziya­ret etmek için gittiği Elazığ Devlet Hastahanesi yakınların­da, komünist militanlar tarafından sırtından kurşunlanarak şehit edildi. Cenazesi, Elazığ'da toprağa verildi.


"Ahde vefasızlık, imansızlıktır" (Ali Metin TOKDEMİR)

3 Şubat 2013 Pazar

Şehit Necdet Koçak


“Arkadaşlar, ağaç budandıkça yeşerir. Sizden ricam davayı bırakmayın ve sürdürmeye devam edin. Ben şu anda her zamankinden daha huzurluyum. Allah’ımın huzuruna gönül rahatlığıyla çıkıyorum. Bayrağı size teslim ediyorum. Bu bayrağı şerefle taşıyacağınızdan eminim. Doğruluktan ve Allah’ın yolunda asla şaşmayın. Allah’a emanet olunuz.”
ŞEHİT NECDET KOÇAK

Hep deriz ya isimsiz kahramanlar var, unutulan kahramanlar var. İşte onlardan biri Kerkük Türklüğünün lideri, Saddam’a kafa tutan yiğit Türk ; Necdet Koçak
Bugün 16 Ocak, bu tarih Türk dünyası için, Turan davamız için önemli bir tarih. 16 Ocak 1980′de Turan cephelerinden Kerkük’ün liderinin şehit edildiği gündür.

Biz..



Biz Tanrı Dağlarında doğduk. Onlar Pripet bataklıklarından fırladılar. Biz, insanlığın tarihine ve fikir dünyasına Aristo'dan sonra "ikinci öğretmen" olarak kabul edilen Fârâbî'yi verdik. Onlar ancak Korkunç İvan'ları, Deli Petro'ları yetiştirdiler.

"Hüseyin Nihal ATSIZ"

27 Ocak 2013 Pazar

“İslam’da Teşkilatlanmak ve Reislik”


“İslam, başıboşluktan ve dağınıklıktan nefret eder ; O kadar ki, iki mümin, yolculuğa çıksa, derhal işbölümü yapmak, aralarından birini “ reis “ seçmek zorundadırlar. Çünkü, bu, bir peygamber emridir.
İslam’da “ kadrolaşmak “ demek , küçük küçük liderler etrafında toplanarak bir diğerinden habersiz kalmak demek değildir. Bu, parçalanmak olur. Mühim olan, hücrelerin birleşerek dokuları, dokuların birleşerek organları, organların birleşerek organizmayı teşkil edebilmesidir.

İslâm'da “reislik müessesesi “, müminleri, kendi hırs ve emelleri içinde dilim dilim bölmek değil, kademe kademe bir diğerine bağlayarak bir “ bütün “ meydana getirebilmektir.
İslam’da “reislik “, bir hırs ve menfaat konusu değildir. Aksine, bir fedakarlık ve ıstırap meselesidir. Bir mümin, “ reis “ olmakla adeta kendini feda etmiş olur. Şahsını düşünemez duruma gelir, mesuliyeti ve çilesi artar. Gerçekten rahatını ve huzurunu düşünenler, bu işe talip olmamalıdırlar.”


Seyyid Ahmet Arvasi

26 Ocak 2013 Cumartesi

AHMET KERSE'Yi ANIYORUZ



Sabırsızım, içimde sevinç coşkusu, kulaklarımda Kur'an
kıratı... Ben uçmak istiyorum, uzaklara, pak mekanlara, gül ekenlere, çiçek dikenlere uçmak..
Bükülmeyeceğim, kırılmayacağım.
Bu emanet olan "ben"i yüce yaradanıma helali ile teslim edeceğim.
Ölsem bile ölmeyeceğim. Varın siz anlayın!
Ben insanlara dayanmadım ki, yıkılayım, insancıklardan medet
ummadım ki, zarara ziyana gireyim.
Ezel ve ebed olan Yüce Mevla'ya gönül verdik.
Onun içindir ki, bu dava sönmez, bitmez, çapulcuların
çökmesinden, kaçmasından etkilenmez...
İlay-ı kelimetullah! diyen diller lal olmaz.
Allah diye inleyen güller solmaz.
Tekbir getiren, teşbih eden güller solmaz.
Susmayacak Hakk'ın dili!"


ŞEHİT AHMET KERSE

Ülkücü Hareketin Şehitlerinden Olan AHMET KERSE Şehadetinin yıl dönümünde rahmetle anıyoruz. Ruhu şad, mekanı cennet olsun.

24 Ocak 2013 Perşembe

Altın Elbiseli Adam Belgeseli




Altın Elbiseli Adam Belgeselinde Kazak Türk'ü dedemiz diyor ki; "Türk töresinde söz ve sohbet dua ile biter. Bende sözümüzü Tanrı'ya dua ile bitireceğim." Dedemizin ettiği dua;

Gök Tanrı'm korusun!
Yer anam Umay yardımcımız olsun.
Yer ayrılıp otlar çok olsun.
Evimiz konağımız olsun.
Ahırımız hayvanla, ailesi canla dolsun.
Türk gençlerinin yolu açık olsun.
Her zaman Tanrı'm korusun, yardımcımız olsun.
Amin... (Alaş...)

Kaynak 

Arvasi ve Milliyetçilik



Ben İslam iman ve ahlakına göre yaşamayı en büyük saadet bilen, Türk milletini iki cihanda aziz ve mesut görmek isteyen ve böylece İslam'ı gaye edinen Türk milliyetçiliği şuuruna sahibim. Benim milliyetçilik anlayışımda asla ırkçılığa, bölgeciliğe ve dar kavmiyet şuuruna yer yoktur. İster azınlıktan gelsin, ister çoğunluktan gelsin her türlü ırkçılığa karşıyım. Bunun yanında Şanlı Peygamberimiz'in 'kişi kavmini sevmekle suçlandırılamaz. Kavminin efendisi kavmine hizmet edendir. Vatan sevgisi imandandır.' tarzında ortaya koydukları yüce prensiplere de bağlıyım.

Seyyid Ahmet Arvasi

18 Ocak 2013 Cuma

Veliler ve Torunları...



"Velilerle el ele verenler bize bu vatanı bağışladılar, onların maneviyattan mahrum materyalist torunları kendi ocaklarını söndürmekten başka varlık gösteremiyor."
(Erol Güngör)

8 Ocak 2013 Salı

Bizim Çocuklar...


Onlar, Başı dik, sevdâsı Hakk olan güzel insanlardı...
Onlar, Kevser akan, Gül kokan kahramanlardı...
Onlar, Türk Dünyasına sevdâlı gönüllerdi...
Onlar, Eylül’ün kırdığı güllerdi...
Onlar, Türk’ün yürek sesiydi...
Onlar, Anadolu’nun alın teriydi...
Onlar, Bu Ülkenin yerlileriydi...
Onlar, Bize Eylülden değil, Ocaktan yâdigârdı...
Onlar, Bizim çocuklardı...

5 Ocak 2013 Cumartesi

"Terörle Pazarlık Eden Namussuzdur" Mu Demiştiniz?




Vaktiyle iktidarımızın yüce sahipleri terör örgütüyle görüşmeleri iddiası ortaya atıldığında nasıl da esip gürlemişlerdi meydanlarda... 
"Bu iddiayı ortaya atıyorsanız, ispatlamakla mükellefsiniz"den tutun da "bize bunu söyleyen şerefsizdir" diyecek kadar yüksek perdeden hem de...
Sonra alenen ortaya çıkınca görüşmeler; "Evet, ben gönderdim" diyebilecek kadar da cüretlenmişti haşmetlümüz. Tabii karşısında itiraz etmeyen, ne versen yiyen bir millet olunca, kıvırmaya bile gerek duymamışlardı...
Biz sadece şu videodaki sözleri söyleyen insanların bugün cidden şu pozisyona geldikten sonra bu milletten utanıp utanmadıklarını merak ediyoruz...

Bizim iddia ispatına gerek kalmadı haşmetlüm, durum ayan beyan ortada. Varın siz kendinizi AK'layın...
Yiyene de yedirene de helal olsun!

4 Ocak 2013 Cuma

Kut'lu Davanın İlk Şehidi - Ruhi KILIÇKIRAN



Şehitler Kervanının Yolbaşçısı: Ruhi KILIÇKIRAN

Ruhun şad, mekanın cennet olsun ülkü devi...

Öğrenci hareketlerinin en yoğun olduğu yılların başında gelmektedir 1968 yılı.

Üniversiteler kandırılmış gençlerle doludur. Bir çoğu Moskova’nın bayrağını sallamaktadır. Lenine Staline Maoya Marksa sevgiyle bağlı bu gençler üniversitelerde neredeyse eğitimi durdurma seviyesine gelmiştir. Ülke üniversiteleri izlemektedir.

Türk Bayrağına saldırılmakta Atatürk büstüne el uzatma küstahlığını gösteren o zamanın Komünistleri şimdilerin Liberalist artıkları huzuru bozmakta düzeni sarsmaktadırlar. Türk bayrağına el uzatan bu küstahların bileğine bir pençe yapışır.

Bu çelikten pençe Türk Bozkurtlarının pençesidir.

Atilla Han’ı, Bilge Kağan’ı, Alparslan’ı, Osman Bey’i, Fatih’i, Yavuzu ve nihayetinde Mustafa Kemal Atatürk’ü kendilerine bayrak edinen Başbuğ Alparslan Türkeş’in rahle-i tedrisatından geçen bu Türk Ülkücüleri bayrağına dinine devletine küfredenlerin karşısında bayrak olmuşlardır. Karşılarında çelikten bu duvarı görenler, yedi düveli karşısına alıp Kurtuluş Savaşı verilerek kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devletini SSCB isimli bir Komünist düzenin paryası durumuna getirmek istemektedirler.

SSCB de hayali olan sıcak denizlere açılma projesini gerçekleştirecektir. Türk Ülkücüleri oyunu bozmuştur. Kurdukları tezgahları bozulan komünist artıkları artık ellerine silahı almışlardır. Evlerinden barklarından yüksek öğrenim için ayrılan bu gençler gittikleri şehirde öğrencilik yerine şehir eşkiyalığına başlamışlardır. Ülkücülerin üzerine çevirdikleri kızıl ve kalleş namluları ile Ülkücüleri şehit etmektedirler. İlk şehidin adı da Ruhi KILIÇKIRAN’dır.

1946 yılında Osmaniye’nin Raziyeler köyünde dünyaya gelen Ruhi KILIÇKIRAN, 1966 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni kazanarak Ankara’ya gelmiş ve namı Site Yurdu’na yerleşmiştir. 1968 yılında Ankara’nın soğuk kış gününde Ramazan- ı Şerifte niyetli ağızdır Ruhi KILIÇKIRAN. İftar vaktinden sonra yurt kantinine gelen komünist artıkları Allah’a, kitaba küfretmeye başlamıştır. Karşılarında Ruhi Kılıçkıran, çelikten bir duvar olmuştur. Ramazan günü Allah’a kitaba küfreden bu Moskof aşığı kendini bilmezler ayyaşlıktan zor ayakta durmakta ve bir yandan da küfürler savurmaktadırlar. Tahammül edilir gibi değildir. Karşılarında bu aslanın duruşunu görenler silahlarına sarılmıştır. Sıkılan mermiler onun bedeninde milletin mukaddesatına sıkılmış ve o kelime-i şehadet ile son nefesini vermiştir. Ailesinden helallik alıp Çukurova’dan Ankara’ya gelen Kılıçkıran devletin yurdunda milletin mukaddesatına hakaret edenler tarafından kurşunlanmıştır. Elindeki kalemi Ruhi’nin kanları arasında kalmıştır. Bir yanda defteri kitabı kalmıştır.

Çukurovanın güneşinde yanmış teniyle Ruhi Kılıçkıran ne demişti de şehit edilmişti?

Türkiye Cumhuriyeti Bölünmez Bir Bütündür…
Bu devletin bayrağı Ay yıldızlı Albayraktır…
Ezan Dinmez Bayrak İnmez…

Kızıl Moskofun uşakları cin çarpmışa dönerler. Kendileri halkların kardeşliği için mücadele eder. Romantiktirler J harfinden de orak çekiç yaparlar. Bu karşılarındaki faşist düzenin adamıdır. Ağzı alkol kokanlar silahlarına sarılır hemen refleks olarak. Kurşunlar yağar bu Ülkü Devinin üzerine…