3 Şubat 2013 Pazar

Şehit Necdet Koçak


“Arkadaşlar, ağaç budandıkça yeşerir. Sizden ricam davayı bırakmayın ve sürdürmeye devam edin. Ben şu anda her zamankinden daha huzurluyum. Allah’ımın huzuruna gönül rahatlığıyla çıkıyorum. Bayrağı size teslim ediyorum. Bu bayrağı şerefle taşıyacağınızdan eminim. Doğruluktan ve Allah’ın yolunda asla şaşmayın. Allah’a emanet olunuz.”
ŞEHİT NECDET KOÇAK

Hep deriz ya isimsiz kahramanlar var, unutulan kahramanlar var. İşte onlardan biri Kerkük Türklüğünün lideri, Saddam’a kafa tutan yiğit Türk ; Necdet Koçak
Bugün 16 Ocak, bu tarih Türk dünyası için, Turan davamız için önemli bir tarih. 16 Ocak 1980′de Turan cephelerinden Kerkük’ün liderinin şehit edildiği gündür.

Necdet Koçak’ın özgeçmişini bir hatırlatalım;
07.04.1939’da Kerkük’te doğan Nejdet Koçak ilk, orta ve lise tahsilini Kerkük’te tamamladı. Babası Nurettin Ali Tevfik, bir Türkmen öğretmeniydi. 1958 yılında Türkiye’ye gelerek Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Makineleri Bölümüne girdi. 1962 yılında bu fakülteden Ziraat Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu. Daha sonra Kerkük’e döndü ve 1962-64 yılları arasında Tarım Bakanlığı’na bağlı Zirai Donatım Müdürlüğü’nde çalıştı. 1964 yılında Türkiye’ye tekrar geldi ve 1966 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde Master’ını, 1969 yılında da aynı üniversitede doktorasını tamamladı. Daha sonra Irak’a döndü ve 1970 tarihinden itibaren Bağdat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak göreve başladı. 1976 yılında Doçent oldu.
Saddam’ın önünde ki en büyük güç Kerkük ve Musul’da ki Türkler idi. Çünkü Türkler o bölgede ki Kürt ve Arap’lar gibi korkak, iş birlikçi, aç gözlü değil. Bağımsızlığına düşkün, yiğit, cesur, Allah’tan başka kimseye boyun eğmeyen bir topluluk idi Türkler. Ve bunların da lideri Necdt Koçak’ın olduğunu bilen Saddam ve milisleri Necdet bey ve yol arkadaşları için türlü türlü planlar yapmışlardı ve tehditler bolca idi.
Peki bu tehditler büyük Türkçü Necdet Koçak beyi yıldırdı mı ? Hayır tam aksine daha da cesaretlendirdi.
Çünkü Necdet bey gençliğinde bir çok Türklere yönelik yapılan katliamlara şahit olmuştu.
14 Temmuz 1959′da Irak’taki ihtilal kutlanmakta idi. Molla Mustafa Barzani’nin önderliğinde kamyon, kamyon Kürtler Türkmen sokaklarında dolaşıp etrafa saldırıp tacizlerde bulunuyorlardı. Türk kahvesi basılıp, ateşe verildi. Kahveci Osman’ı şehit ettiler, akabinde Irak hükümeti sokağa çıkma yasağı getirdi fakat bu Kürtler için geçerli değili. Halen Türkmen sokaklarında Kürtler cirit atıyor etrafa tehditler savuruyorlardı. Sokak ta yakalanan Türkler barbarca, haince şehit edilmiş idi. Öyleki işkenceler, direklere asılmalar, açtıklaları çukurlara diri diri yakaladıkları Türkleri gömdüler. Bunların hepsini Genç Necdet görüyordu, bire bir yaşıyor idi. Bu olaylar devam ederken en etkilisi Başta Bin Başı Ata Hayrullah olmak üzere 36 Türk şehit edildi. Ve bunlar yaşanırken Türkiye bu elim olayları sadece seyretmek ile yetindi, tıpkı bugünkü gibi.
Bunlar yaşanırken Türkiye hükümeti ise şu sözleri söylüyor idi. ” Bir kaç Yüz Türk için Irak’la dostluğumuzu bozmayız ” diyecekti ve Irak’ta ki Kasım ihtilaline elini uzattı.
Necdet Koçak bu olayları bire bir yaşadı, hissetti içi kan ağladı tabi bunlar yaşanırken de kendisini çok iyi yetiştirdi. Bu yaşanan şerefsizlikleri Türkiye’ye taşıyan, anlatan Necdet Koçak oldu. Necdet Koçak hayatının geri kalanını Kerkük Türklüğü davasına adadı. Türkiye’de ki Milliyetçiler ile temaslarda bulundu, istişareler yaptı. Ve 1979 yılında Irak hükümeti tarafından ” Türkiye hesabına casusluk yapmak, Türkçülük suçu ” adı altında tutuklandı.
Necdet Koçak tutuklanması ardından 9-10 Ay haber alınamadı, ardından zincirlere vurulup, hücre cezalarında namaz kılmasına bile izin verilmedi. Bu durum Kerkük Türkleri tarafından Türkiye’de ki Milliyetçiler ile birlikte Türkiye hükümeti yetkililerine bildirilmesine rağmen sessiz kalınmış, bu olay yaşanmamış gibi davranmışlar idi.
Ve Lider Necdet Koçak hakkında idam kararı alınmış idi. Bu karar Necdet Koçak’ı mutlu etmiş idi. Tanrı dağına, uçmağa varıcaktı. Orada Ataları ile kucaklaşacak geride kalanların Kürşad olması için dua edecekti. Ve yanına gelen gençlere şu öğütleri verdi ;
Hiçbir şey değişmesin. Doğru olduğunu bildiğiniz yolda devam edin. Söyleyin arkadaşlara korkmasınlar.
Ben kimsenin adını vermedim. Bu dava yerde kalmayacaktır.
Ağaç budandıkça göverir.
Ağacın özünde de kurt var. 27 gün önceki mahkemede beni ihbar edenlerin isimlerini verdiler. “Sen bu toplumun liderisin, bir isim listesi vereceğiz, bu listede tanıdıklarının karşısına işaret koyarsan kurtulursun, senin için pek çok devletin teşebbüsü var, görevine iade edip göz önünde bulundurmamızı istiyorlar, aksi halde idam edileceksin” dediler. “Ben listeyi görmek istemiyorum. Sizin iftira ettiğiniz gibi vatana ihanet etmedim. Bu vatana ihanet etmem, sadece Türküm ve Türklerin de öz memleketlerinde herkes gibi bütün haklarına sahip olmalarını istiyorum”.
16 Ocak 1980 sabahı yol arkadaşları ; Abdullah Abdurrahman, Adil Şeref, Dr. Rıza Demirci ve Halit Akkoyunlu ile şehit edildiler.
Cenazeleri sessiz sedasız yapıldı. İdamların ardından Saddam Türkiye’de bir parti liderini davet etmiş, krallara layık ağırlama yapmış idi.
Bu Parti lideri Türkiye’ye döndüğünde şöyle diyordu ;
“Irak’ta Türklere baskı yapılmadığını, idam edilenlerin de, camilerde namaz kılan halkın yüzüne kezzap döken teröristler olduğunu”
Söyleyerek ne denli satılmış, adi olduğunu yüce Türk milletine söylemiş idi.
Tüm bu olaylar 1980′de yaşandı yıl oldu 2013 Türkiye hükümeti ve Türk halkı için değişen bir şey yok. Halen Irak’ta ki Türkler geri planda, ilgilenmemekte ve duyarsız kalmakdadır. Günümüzün hükümeti yine geçmiş yıllarda ki hükümetler gibi Kerkük’te ki Türkler değilde oradaki Kürt ve Arap haklı ilgilenmektedir. Onların dertleri, sıkıntıları her zaman gündeme getirilip yardım edilmektedir. Ama Kerkük’te ki Türklerin bahsi bile geçmemektedir.
Kerkük Türkmenlerinin lideri Şehit Necdet Koçak ve tüm yol arkadaşlarını rahmet ve minnet ile anıyorum.
Ruhları şâd, mekanları cennet olsun.

Alper Ünal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder