27 Ağustos 2007 Pazartesi

Ülkü Ocakları Üzerine Konuşanlar

Olay ve olguları algılayıp, yorumlayıp, anlamlandırma öncelik ve sonralık hassasiyetine bağlı olmalıdır.

Öncelik ve sonralık olgusunu idrakte referanslaştırmayanlar, zihinsel algı kanallarını açık alan tasarrufunda genel hizmet sektörüne kiraya vermiş durumundadırlar.

Bu tipler genellikle kanaatten ziyade bilgiyle hareket ederler.

Bilginin dezenformasyon (yanıltma-haber) boyutu bu tipleri muhatap kabul eder.

Zihinsel kanalları açık alan tasarrufuna hizmete amade olanlar, enformasyonun bu muhataplığına sazan yazılıp, yalan, yanlış, kasti, aktarımlarını ağızlarına dolayıp gündeme katarak birilerinin değirmenine su taşırlar…

Böylece değirmende başkalarının hasadı işlenip sunumlaşır.

Kapitalizmin yeni hizmet sektörü kişi ve kurumları böyle maniple ederek, asıl olması gereken yerden uzaklaştırarak aslı astarı olmayan mevzular geyiği yapmaktadır. Geyik mevzuları ciddiyet sosuyla süslemek abartısı taktik ve yönelim acısından hafıza mekânlarının kapsayıcılığını daraltmak niyeti taşır. Türk Milliyetçilerinin hafıza mekânları MHP ve Ülkü Ocakları’dır.

Türk Milletinin varlığına ve bekasına iman etmiş, imanını iradeyle tercihleştirmiş, tercihini teklifle ilişkilendirip, misyonla bütünleştirmiş disipline yapı ilgi ve alakası bir yerli olmanın mensubiyet şuurudur. Dolayısıyla bir yerli olmak ve bir yerli referansıyla konuşmak, “o” yerin yükümlülüğüne riayet etmeyi gerektirir. Riayet’e bağlı kalmak duruşu meşrulaştırır.

Etmeyenler meşruiyetini yitirir. Buradaki meramı ifademiz kapsam içi ve kapsam dışı muhataplıktır.

Kapsam içinde kalanlar(öyle olduğuna inananlar) öncelik ve sonralık anlam ve mahiyetini içerisi ve dışarısı olgusuyla bilip anlamak zorunluluğundadırlar.

İçerisinin namahremi dışarıya kapalıdır.

Kapalılığı ulu orta mevzusu kılıp gereken hassasiyeti göstermeyenler, o hareketin mümini değil münafığıdırlar. Dolayısıyla bunlar misyoncu değil komisyoncu statüsündedirler. Komisyoncu kendinin bir kazanması için sahibinin iflas etmesine rıza gösteren kurnazdır.

Komisyoncu kurnazlar başka niyetlerle gündeme Ülkü Ocakları’nın kapatılacağına dair dezenformasyon haberler yaymaktadırlar.

Bunun delili olarak da kendilerince bir takım olumsuzlukları sıralamaktadırlar.

İşaret olarak da tamamen kriminal iştigaliyetleri sergileyerek suçlu tip patolojisiyle koskoca bir hareketi zan altında bırakmaktadırlar…

Bunların mantığına göre hareket edilince ortaya telafisi imkansız durumlar ortaya çıkar.

Üç beş kişi, suçlu ya da değil (art niyetli oluşlar malumuz) kasti olarak gözaltına alındı diye bir camia konkorto ilan edemez.

Her gün gazeteler, televizyonlar akla hayale gelmeyen suçlarla ilgili gündeme binlerce haber taşımaktadır. Ve bunlar aile yapılarıyla ilgilidir, alakalıdır.

Ama kimse çıkıp da Türk aile yapısı misyonunu tamamlamıştır, kapatılmalıdır demiyor.

Ülkü Ocakları, kimliğimizin, kişiliğimizin, şahsiyetimizin oluşmasına vesile olmuş sosyalleşmemizin temel referansıdır…

Hala da Türk gençlerinin sosyalleşmesine vesile olan misyonunu devam ettirmektedir.

Birileri lay lay lom muhabbetlerle orda burada sürtüp sürüleşmenin sürü psikolojisyle yaşamaya devam ederken, Ülkü Ocakları’nda Türk Milletinin asil evlatları Bozkurt duruşuyla misyon mücadelesi vermektedirler…

Tabi ki, dünyanın hiçbir yerinde ideolojik hareketler muarızları tarafından olumlu yönleriyle adlandırılıp, değerlendirilmezler.

Ortak tasavvur, ortak lisan, okuma, yorumlama ve anlamlandırmada öncelik ve sonralığını bir yerli olmanın hukukuyla temellendirir.

Oralıyken buralı gibi konuşanlar hukuk sahibi olmadıkları için adalet olgusunu da raf bezi sanmaktadırlar. “İnsaf dinin yarısıdır” hadisi şerifi hükmünce insafsızlık edenler, cüzdan muhabbetinde böyle bir bühtanda bulunarak, birilerine hizmette iyi iş çıkarma hevesindedirler.

Bayat iştigaliyetler iddiasıdır; Ülkü Ocakları’nın Devlet Bahçeli tarafından kapatılacağı yargısı ve bilgi aktarımı… Buram, buram da manüplasyon kokmaktadır.

Böyle bir bilgi, ilgi ve alakasıyla zihnini meşgul edenlerin hafızaları cenabetleşmiştir, süratle gusül abdesti alıp, zihinlerini temizlemeleri gerekir. Okkalı baba sözümüzü tekrarlarsak;

”Ülkü Ocakları’nı kapatma düşüncesi Nuh tufanı gerektirir.

Sahi Türk Milletinin temel direği ve temel harcı olan Türk aile yapısını içinde bulunduğu vahameti niye görüp endişeye kapılarak çözüm üretmeye çalışmıyorsunuz.

Yoksa o kaynağı kurutanlar kanallar üzerine gündem oluşturup komisyonculuk hizmetinizi bu alan (Ülkü Ocakları) tasarrufuna mı yöneltti? Hani hassasiyetiniz adına konuşmuş imasıyla gündem sazanı olup, polis kayıtlarıyla olgu okuması yapıyorsunuz ya…

Komisyoncular, misyon okumasını maaş bordosuyla tasarruflaştırdıkları için hak, hukuk, adalet, vicdan, hatıra ve hafıza kaydını malum yer arşivlerine göre tahlil ederler.

Oysa her hatıranın bir realitesi vardır.

İşte hatıralarımız realitesi adına biz hep buralıyız ve buralı kalmaya devam edeceğiz.

İşinize bakın işinize…

Alişan SATILMIŞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder