16 Mart 2008 Pazar

Pkk Siyasallaşırken

Siyasal yaşamımızdaki en önemli defektlerimizden biriside, çözüm bekleyen sorunlarımızı sadece o an ki var olan koşullar içerisinde değerlendirmemizdir. Ne yazık ki sorunları bulunulan noktaya taşıyan süreçteki yaşananları gözden kaçırıyoruz. Var olan bir sorunun ortaya çıkmasına, daha sonraları da hayati önem arz etmesine katkılar sağlayan faktörleri dikkate almadan, doğrudan o an ki şekli ile çözümler aramak, onun sonradan daha da ciddi bir yapı ile karşımıza çıkmasına neden oluyor. Yani! kalıcı radikal çözümler yerine, günü kurtarıcı palyatif tedbirlerle sorunların üzerini örtmek, o problemin daha da karmaşıklaşmasına hizmet etme anlamını taşıyor.

Avrupa parlamentosu karma komisyonu eş başkanı Joost Lagendijk'in 16-2-2005 tarihinde yaptığı açıklamasında söylediği " TSK'nın Güneydoğuda ki Teröre karşı verdiği mücadelesi SALDIRGAN ASKERİ OPERASYONLARDIR. AKP hükümeti derhal TSK'yı kontrol altına almalıdır. Aksi takdir de AB'ye giremezsiniz." şeklindeki Sözleri, Orgeneral Yaşar BÜYÜKANIT'ın "Bunlar Türkiye Cumhuriyetini uyandırması gereken ÇAN SESLERİDİR" şeklindeki anlam dolu cevabı ile karşılık bulmuştu.

Ancak aynı AB, Başbakan Erdoğan'ın 5 Kasım da başkan Bush la yaptığı görüşmesinin ardından, Türkiye’nin Kuzey Irak a gerçekleştirdiği askeri operasyonlarına, bırakın karşı çıkmayı "Türkiye yi anladıklarını? İfade ederek, neredeyse destekledi. İşte AB’nin bu ani tavır değişikliği PKK'nın siyasallaştırılması için düğmeye basıldığının ilk işaret fişeğiydi. Beyaz sarayda varılan anlaşma sonrası öncelikle kuzey Iraktaki Kürt devleti tanınacak, sonrasında da PKK siyasallaştırılacaktı.

Ortadoğu petrol kaynaklarını ele geçirmek ve İsrail'in güvenliğini tesis etmek için, Kürdistan'ı kurmak amacıyla milyarlarca dolar harcayan ABD'nin, bu amacından vazgeçmesi mümkün olamayacağına göre, daha önce destek vermediği, Türkiye'nin Kuzey Irakta ki PKK'ya yönelik operasyonuna, sonradan destek vermesinin, ancak, AKP Hükümetinin Kuzey ıraktaki kürtdistanı tanımaya söz vermesi ile mümkün olacağını tahmin etmek, hiçte zor değildir.

Kaldı ki ABD'nin, silahlı Kuvvetler dergisin de ve de Senatosunda ki broşürlerin de yayınlanan, Türkiye'nin Güneydoğusunu da içeren Büyük Kürdistan'ın kurulması için takip ettiği yol haritasının, öncelikle Kuzey Irakta ki Kürdistan'a legallik kazandırılması, ardından da yapılacak olan bir referandumla Güneydoğumuzun da bu Devlete katılması olduğu, artık gizlenemeyen bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır. İşte güneydoğuda referanduma gidecek bu sürecin başlatılması için öncelikle PKK'nın siyaset sahnesine sokulması gerekiyor. Çünkü AB ve ABD gerek TSK'nın gücünün gerekse de Türk milletinde ki MİLLİYETÇİ hissiyatın güneydoğunun silah gücüyle Türkiye den koparılmasına müsade etmeyeceğini bildikleri için, hedefe giden yoldaki B planlarını devreye sokarak amaçların erişmeye çalışmaktadırlar. Bu planın ana dayanağı ise etnik ayrımcılığı körükleyecek sözde demokratik hak söylemleridir. Bu konudaki kamuoyu oluşturma girişimlerini de SÖROS destekli TESEV benzeri sözde sivil toplum örgütleri aracılığı ile yapmaktadırlar. Sanki " Ağıyı altın tas içerisinde sunarlar balda suç ortağı olur " sözü, tamda bu durumu anlatmak için söylenmiş diye düşünüyorum.

Oğluna Süleymaniye de Türk Askerlerinin başına çuval geçirilişini kameraya kayıt etme talimatı veren Talabani, en üst düzeyde ağırlandığı Çankaya köşkünden KÜRDİSTANI ilan ederek ayrılıyor, arkasından da pkknın siyasi uzantısı olan DTP ekibi Çankaya da ağırlanıyor. Hem de bu Ahmet Türk'ün sarı, kırmızı ve yeşil renklerden oluşmuş PKK paçavrasını simgeleyen kravatı sarı, kırmızı ve yeşil renklerden oluşmuş PKK paçavrasını simgeleyen kravatı eşliğinde gerçekleşiyor.

Daha bu olanlar karşısında ki şaşkınlığımız geçmeden, Son olarak ta Amerikan gazetelerinden Başbakan'ın KÜRT PAKETİNİ yürürlüğe sokacağını öğreniyoruz. Kim bilir beklide Sayın Erdoğan, Osman Baydemir'in 8 eylül 2005 tarihinde Strasbourg’da ki Avrupa birliği Parlamentosundan kendisine yaptığı “Mademki Kürt sorunu benim sorunumdur diyorsunuz, O zaman bunun altını doldurmalısınız!.” çağrısının gereğini şimdi yerine getiriyordur. Anlayacağınız size yok denilse de PKK iyice siyasallaşıyor. Hatta siyasallaştı bile. MHP Lideri Bahçeli'nin aylar önce söylediği " PKK mecliste sağımızda oturuyor " sözleri de, bunun açık kanıtıdır. Siz Sayın Erdoğan'ın DTP ile kavga ediyormuş görüntüsüne sakın aldanmayın. Çünkü o bu işin gerçeğini kamufle etme sanatının icrasından başka bir şey değildir.

Yalçın GÜZELHAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder