24 Ocak 2008 Perşembe

Yine Aselsan - Neval Kavcar

Yine Aselsan

Hukuk kararlarında yasalarla birlikte, kamu vicdanı gözetilir. Aselsan davasında vicdanımız rahatladı mı? Mahkemenin verdiği karara aile: “Yapılması gerekenlerin tamamı yapıldı.” Diyebiliyor mu?

Aselsan’da altı ay içinde üç çalışanın intihar etmesinin ne manaya geldiği anlaşılmamıştır. “Bu ülkenin menfaatine çalışırsan, stratejilerine taş attığın kesimlerce intihar süsü verilmiş cinayetlere kurban gidilecek” tedirginliği hâkim olmuştur.

Aselsan’da görevli mühendislerin kritik görevlerde olduğu ve önemli projeleri Türkiye lehine sonuçlandırdıkları biliniyor. Bilinmeyen ise otuzbir yaşında ki mühendis Hüseyin Başbilen’in intihar etmek için niçin yanına proje dosyasını da aldığı? Ve o dosyanın şimdi nerede olduğunun bilinmeyişi. Milli Tank Projesi brifingi dosyasının ortada olmayışı, intiharı değil cinayeti akla getirmesi gerekmez mi?

Aselsan davası sonuçlandı ve mahkeme Başbilen’in intihar ettiğine karar verdi. Bunun için en önemli dayanak, bilirkişi raporu elbette. O raporda 7 uzman intihar derken üçü de cinayet ihtimali üzerinde duruyordu.

Geçtiğimiz günlerde Star TV de Deşifre programını seyrederken, geçmiş dönemde Adli Tıpın başkanlığını yapmış bir profesörün “Aselsan” hakkında ki açıklamalarını dinledim. Dosyayı tamamen incelediğini belirtiyordu. Mahkemeden gelen dosyanın eksik olduğunu ve kendisi halen başkan olsa dosyanın o haliyle rapor yazmaya elverişli olmadığı gerekçesi ile geriye gönderileceğini ifade ediyordu. Dosya eksik olduğu içindir ki adli tıp uzmanları ikiye ayrılmıştır diye konuşmasına devam ediyordu.

Sonra dosyanın eksiklerini sıraladı:

1- Aracı ilk bulan kişilerin bu konuda ki ifadeleri yok.
2- Aracın bulunduğu yer ile ilgili rapor hazırlanmamış
3- Hüseyin Başbilen’in ailesinin olay ile ilgili görüşü konmamış
4- Başbilen’in psikolojik tedavide olduğu belirtildiği halde doktorunun bu konuda ki raporu mevcut değil.
5- Araç bulunduğunda kontak anahtarının niçin aracın kapısında olduğunun cevabını verecek teknik rapor eksik
6- Vb..

Dosyayı inceleyen akademisyenin belirttiği eksikler ile bu dosyaya rapor yazılmasının mümkün olmayacağını belirtmesi üzerine, Adli Tıp Kurumu eksik dosya ile eksik rapor yazmıştır sonucuna varıyorum. Eksik rapor ile de “Kamu Vicdanının” kabul etmeyeceği bir dava sonuçlanmıştır diyorum.

Başbilen’in bilek ve boynunda ki bir kerelik darbeyle açılan kesiklerin, genellikle cinayeti akla getirdiğini de belirtmiştir. Bahsi geçen eksikler tamam olsa idi, 7/3 gibi ikilemli sonucun çıkmayacağı anlaşılmıştır.

Adli Tıp Kurumu ve mahkeme bahsi geçen eksikler üzerinde niçin durmamıştır?

Altı ay içinde Aselsan çalışanı üç mühendisin ölümü için niçin intihar düşüncesinde yoğunlaşılmış ve medyaya bu yollu bir haber verilmiştir? Üstelik ortada mahkeme kararı olmadan.

Bahsi geçen teknik görevliler mi psikopat, Aselsan çalışanları psikopat mı yapıyor? Gibi bir düşünceye de gelebiliriz nihayetinde. Yoksa ODTÜ’nün şeref kürsüsünde onurlu yerini almış Hüseyin Başbilen, yanına yeni proje dosyasını da alarak niçin intihar eder? Aselsan gibi bir yerde çalışarak önemli projelere imza atmış Hüseyin Başbilen ve diğer iki çalışanın intihar etti haberine kamuoyu inanmamıştır.

Bu olayların cinayet olduğu üzerinde hem fikirdir.

Başbilen’in sorgulandıktan sonra öldürülüp, aracına konulduğu ihtimali çok yüksektir. Üç intiharında ölüm şekli cinayeti andırıyor. Biri altıncı kattan atlıyor, diğeri tek kurşunu kafasına sıkıyor, sonuncusu falçata ile boynunu kesiyor. Hem de altı ay içinde.

Ölümün meydana geldiği gün TSK ne vereceği brifing dosyası yanından kayboluyor. Bu bir intihar ise dosya yanında kalmalı idi, cinayet ise katiller dosyayı alarak Başbilen’i öldürmüştür diyorum.

Mahkeme önemli projelerde çalışan bu kişilerin altı ay içinde ölmesi dosyasını gerekirse birleştirip, yeniden soruşturma başlatmalıdır. En küçük bir detay atlanmamalıdır.

Her üç ölümün bozuk psikolojik sebeple oluştuğunu kabul etmemiz için milletçe psikolojik bozukluğumuzun olması gerekir.

Görgü tanığı olmayan bu ölümleri intihar diye adlandırmadan önce onlar, acılı aileleri adına tüm araştırmaların eksiksiz yapılmasını kamuoyu talep etmektedir.

Kamu vicdanı, Aselsan Davası sonucundan rahatsız olmuştur. Şu ana kadar Kamu davası olarak süren mahkemenin Başbilen ailesi tarafından yeniden açılacağını ailenin Avukatı Birgül Güven açıklıyor. Ve diyor ki:

“Olayın cinayet olduğu yönünde şüphelerimiz var. Ayrıca cinayetle ilgili bazı şüpheli isimler de belirledik. Öncelikli talebimiz davanın açılması ve Başbilen'in geçmişe yönelik tüm telefon kayıtları ile iş yerindeki bilgisayarının incelenmesidir.” (Medya)

Mutlu bir aile babası Başbilen’in işe gitmediği gün bilgisayarında yazıldığı tespit edilen, intihar mektubu başta olmak üzere, bu cinayetlerin üzerinde ki karanlığın aydınlatılması beklenmektedir.

Kamu vicdanını rahatlatmakla görevli Türk Adaleti üzerine düşen görevi yerine getirmelidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder